İnsan davranışlarının ne kadarını genetik belirler, yani ne kadarı tamamen genlerin kontrolü altındadır, davranışların ne kadarı öğrenilmemiştir? Bu; her zamanki doğa mı, yetiştirme mi sorusudur.
İnsan davranışı çok karmaşık olduğundan ve farklı yönleri, farklı düzeylerdeki çevresel etmenlerin kontrolü altında olabileceğinden bu soruya bir genetik bir yanıtımız yok. Örneğin, bir bebeğin annesini sevmesi de bir yetişkinin baharatlı yiyecekleri sevmesi de davranış örnekleridir, fakat farklı düzeylerde genetik kontrol altındadırlar.
Bir davranış tamamen genetiğin kontrolü altındaysa buna genetik bağıntılı davranış denir -çok çabuk kazanılır fakat değişmez ve katıdır. Örneğin; örümcekler böcekleri yer, fakat asla havuç yemezler. Hiç böcek olmazsa örümcek açlıktan ölür ve elde edilen deneyim hiçbir şekilde davranış değişikliğine yol açmaz. İnsanlar, tam tersine hırslı öğrencilerdir – kelimenin anlamıyla ömürleri boyunca öğrenmeye devam ederler. Üstelik insanların tamamen öğrenmeye adanmış uzun bir yaşam evreleri vardır. Buna “çocukluk” denir ve beklenen yaşam süresi ne olursa olsun toplam ömrün yaklaşık yüzde 15’i ile 20’si arasında bir süreyi kapsar.
Primat olmayan hiçbir türün bu kadar uzun bir öğrenme evresi yoktur. Öğrenmek için yaratılmışız! Genler önemli bir rol oynasa da ilginç insan davranışlarından hiçbiri genetikle belirlenmez.
Ne yazık ki insan tamamen davranışındaki bu esneklik özgür değildir. İnsanları yaptıklarından sorumlu tutarız. İnsanlara hangi durumlarda yaptıklarının hesabı sorulabilir ve hangilerinde sorulamaz? Ancak, ne yazık ki, bu ahlaki bir sorudur ve bilim bunu yanıtlayamaz.
Prof. Dr. Vladimir Skouysky – Ohio Devlet Üniversitesi